iflas Erteleme Nedir ? Şartları Nelerdir ?

iflas Erteleme Nedir ?

İcra-İflas Hukuku’nda yer alan “KONKORDATO” ya benzeyen ANCAK ÖZÜNDE KİMİ DEĞİŞİK TERTİP ETMELER İHTİVA EDEN “İFLAS ERTELEME” Ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle şirketlerin, “iflasının duyuru edilmesi” öncesinde baş vurabilecekleri hukuki bir yoldur..

Ters halde; mali açıdan sıkıntıda şirketler, alacaklıların “şirket hesaplarına ve şirket malvarlığına el koyması ile” çalışamaz vaziyete gelecek, eğer iflas erteleme de istemezse şirketin iflası kaçınılmaz olacaktır..

İflas erteleme müessesesi sanılanın aksine yalnızca borçlu şirketin değil alacaklıların, hem de kamunun da menfaatinedir..

Kimler İflas Ertelemeden Yararlanabilir ?

1-Anapara şirketleri (anonim ve limited şirketler)
2-Kooperatifler

Gerçek kişi tacirler ve şahıs şirketleri( kollektif ve komandit şirketler) ise iflas erteleme isteyemezler.

İflas Erteleme Şartları

A) Şirket idare heyeti, tasfiye memurları veya şirket alacaklılarından birinin mahkemeye müracaat edip şirketin borçlarının aktifinden daha fazla olduğunu ileri sürmesi ve mahkemece bu hususun belirlemesi gerekir, ancak bu noktada erteleme talebi yoksa iflas kararı verilir..

B) Şirket mali vaziyeti ile ilgili iyileştirme projesi sunularak idare heyeti veya alacaklılardan birinin iflasın ertelenmesi talebinde bulunması gerekir.. Bu talep, ancak şirket veya kooperatifin borca batıklığın mahkemece incelenmesi esnasında yapılabilir..

C) Mahkemeye sunulacak iyileştirme projesine göre, şirket veya kooperatifin mali vaziyetinin düzelmesinin olası görülmesi, başka bir deyişle iyileştirme projesinin mahkemece ciddi ve inandırıcı bulunması gerekir..

Mahkemece Verilecek “Erteleme Müddeti” Nedir ?

İflas erteleme kararı bir defada en çok bir sene için verilebilir. Uzatma talepleri ile, bu müddet dört seneye kadar uzatılabir.. Erteleme müddeti nihayetinde şirketin mali vaziyeti düzelmiş ise; şirket faaliyetine devam eder, ters halde iflasına karar verilir.

İflas Ertelemenin Faydaları Nelerdir ?

Şirketin iflası engellenir, iflas erteleme boyunca borçlu şirkete karşı icra takibi yapılamaz, mevcut takipler de durur.. Şirketin mali vaziyetini düzeltmesi ve faaliyetine devam etmesine olanak sağlanmış olur..

Mesela OTOMOTİV sektöründe faaliyet gösteren bir Anonim veya Limited şirket için; şartların oluşması halinde, iflas erteleme kararı alındığında şirkete ait makinelerin, araç ve techizatların, şirkete ait mevduat hesaplarının erteleme süresince haciz ve muhafazası hiç bir surette mümkün olmaz.. Mevcut takipler de durur. Başka bir ifadeyle; şirketin faaliyetine meselesiz devam etmesi ve borçlarını ödemesi imkanı da sağlanmış olur..

Mevcut tertip etmeyi tenkit eden bir takım hukukçulara göre; “İflâs ertelemenin şartları o kadar takdire müsait ki anlatılamaz.. Şirketlerin projeleri iyidir veyahut kötüdür, uygularsa kurtulacak mı kurtulmayacak mı belli değil. 2001 krizinden sonra, 4949 sayılı yasalı yapılan tertip etmeye kadar dosyalar alakalı mahkemelerce daimi reddediliyordu. Ancak 4949 sayılı kanunlayahpılan farklık sonrasında, borca batıklığı ve projenin iyi olduğunu tespit eden hâkimin iflas erteleme kararını vermesi zorunluluğu getirildi.. Hâkimler de rizikosu göze alamadığı için iflas erteleme kararını vermeye başladı. Fakat bu kararlar bir hayli suiistimal kuruluşlarının ve rantiyecilerin ortaya çıkmasına kapı araladı. Başı sıkışan, hak eden de, hak etmeyen de iflas ertelemeye müracaat ediyor.”

“İflas Erteleme”de Hakimi ikna etmek yeterli..

“Yaşanan iflas davalarına bakan Yargıtay’ın alakalı hukuk dairesinin dahi kafası karışmış vaziyette.

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi takriben 1-1.5 sene önce kendi içinde bir süzgeç mekanizması kurdu ve Meclis’ten Türk Ticaret Yasayı’nda bir takım tertip etmeler olması bekleniyordu.Ancak, hükümetin ‘zor vaziyete düşeni boğmayız’ yaklaşımından dolayı konu sürüncemede kaldı..

Meselenin çözümü ise, “konkordato ve yine yapılanmanın” daha işler hale getirilmesinde yatıyor.

Bir takım hukukçulara göre; Konkordato da “alacaklılarını ikna et” tecrübe ediyordu.. İflâs erteleme de ise iş kolay.. Güvenceye gerek yok, alacaklıyı ikna etmek yok.. Yalnızca hakimi ikna etmek yeterli”