Baba ile Çocuk Arasında Soybağının Kurulması Davası

Baba ile Çocuk Arasında Soybağının Kurulması Davası

Sosyal hayatta adli bir tabana oturması şart olan baba çocuk ilişkisinin hukuki bağı olarak kabul edilen soybağının tesisi anne ile çocuk arasında sağlandığı kadar kolaylıkla her vakit saptayamamaktadır. Çünkü anneden doğan çocuğun karine yoluyla anneye ait olduğu kabul edildiği halde evlilik birliğinde doğan çocuğun babasının her zaman koca olacak diye bir karine mevcut değildir. Kişinin çocuğun babası sayılması için doğumdan sonra belli yollarla ancak baba olduğunun tespiti gerekir.

Uygar yasaya göre birkaç şekilde çocuk ile baba arasında soyabağının (nesebin) kurulma yolları belirlenmiştir. Böylelikle bu yollarla çocuğun doğumuyla birlikte soybağı kurulabildiği gibi doğumdan sonra da baba ile çocuk arasında soyabağının (nesebin) kurulması yolları mevcuttur.

4721 sayılı uygar yasanın 282/II,III maddeleri uyarınca; “çocuk ile baba arasında soybağı,ana ile evlilik , tanıma veya hakim kararıyla kurulur. Soybağı ayrı olarak evlat edinmeyle de kurulur.” Denerek soyabağının kurulma yolları gösterilmiştir.

Başka bir deyişle özü bakımından 4 şekilde baba ile çocuk arasında soybağının kuruluş edilmesine ait yollar yasada açıkça yazılmıştır. Sıralayacak olursak;

1- Ana ile evlilik yaparak, 2- Tanıma ile 3- Hakim Kararı ile 4- Evlat edinme iledir.

İleride soyabağının kurulmasına ilişkin geniş bilgi verebileceğimizi beyan ederek özetle belirttiğimiz bu hususlardan sonra günümüz sosyal hayatında çokça suallerle karşılaştığımız bir diğer konu da soyabağının (nesebin reddi) mevzusudur.

Nesebin (Soybağının) Reddi

Medeni yasamızın 285. Maddesi uyarınca; Evlilik devam ederken veya evliliğin bitmesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” Denildiğinden buradan hareketle ele geçirilen babalık karinesi adi bir karine olarak kabul edilmiştir. Başka bir deyişle tersin kanıtlamasıyla çürütülebilir nitelikte bu karine sebebiyle ortaya çıkan somut vaziyete da “soybağının reddi” bu yüzden açılan davalara da soybağının reddi davası denilmiştir. Kocaya yasamızla tanınan bu hakkın özünde kişinin kendinden olmayan çocuğu benimsemek zorunda kalmasının önüne geçmek olduğu açıktır.

Soybağının Reddine İlişkin Haller

Çocuk Ana Rahmine Evlilik Birliği İçerisinde Düşmüş Olmalıdır

Uygar yasa 287 uyarınca evlilik birliği içerisinde ana rahmine çocuğun düşmesi vaziyetinde kocanın baba sayılacağı açıkça belirtilmiştir. Bu yüzden gerek tıbben gerek hukuken en az gebelik müddeti yüzseksen gün olarak hesap edildiğinden, izdivaç etme merasimin hemen peşinden 180 günlük müddet geçtikten sonra doğan çocuğun babası koca sayılacaktır. Başka bir deyişle çocuk evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmüştür diyebiliriz.

Bu vaziyette çocukla baba arasındaki karine çok kuvvetli olarak var demektir. Bu vaziyette çocuğun babadan olmadığının hukuken kanıtlayabilmesi açılan bir davada çocuğun babadan olma ihtimalinin olmadığının kanıtlaması gerekmektedir.

Bunu kanıtı içinse iki yol mevcuttur.

A. Cinsel ilişkinin kurulmasının olanaksız olduğunun kanıtı.
B. İlliyet bağının bulunmadığının kanıtı.

A-Cinsel İlişkinin Kurulmasının Olanaksız Olduğun Kanıtı

Böylesi bir vaziyette davacı kocanın; doğumdan geriye doğru 300 gün evvelki döllenme dönemi denilen dönemde eşiyle cinsel ilişkiye girmesinin olanaksız olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle doğumdan önceki 300 gün öncesi ile yeniden doğumdan 180 gün öncesindeki günler arasında kalan 121 günlük dönemde eşiyle cinsel ilişkiye girmesinin olanaksız olduğunu ispat etmelidir.
Burada kanıtı gereken olanaksızlık hali fiili-parasal olanaksızlık halidir. Başka bir deyişle mesela kişinin uzun yol kaptanı olması nedeniyle ülke dışında olduğunu kanıtlaması, ya da cezaevinde olduğunu kanıtlaması, veyahut askerde olduğunu kanıtlaması gibi.
Bu noktada Yargıtay her ne kadar fiili olanaksızlığın soybağının reddinde de araştırılması gerektiğini belirtmişse de, DNA yoluyla yapılacak bir kontrolle de babalığın tespitini kabul etmektedir.

B-İlliyet Bağının Bulunmadığının Kanıtı

Bu kanıt şeklinde ise; koca eşiyle cinsel ilişkiye girdiğini kabul etmekle beraber çocuğun bu ilişki neticesinde doğmasının olanaksız olduğunu kanıtlayabilmelidir.

Örneğin; koca bu ilişki sırasında kendisinin çocuk yapmaya müsait sıhhatli yetilerden o dönem yoksun olduğunu bu nedenle de çocukla kendisi arasında nedensellik bağı olmayacağını iddia ve kanıtlayabilir.

Veyahut bambaşka bir ırkın özelliklerini taşıyan bir çocuk dünyaya gelmişse de bu vaziyette da babanın soybağının reddini isteme hakkı vardır.

Netice bakımından babalık karinesinden kurtulmak isteyen davacı kocanın hukuken yapması şart olan tek şey kendisinden olmadığına kanı getirdiği vaziyette nesebin (soybağının) reddi davasını açması gerekmektedir.

Soybağının (Nesebin) Reddi Davası

Davacı Kimler Olmalıdır ?

Soybağının (nesebin) reddi davasını açmak isteyen taraf hukuken yalnızca davacı koca olmak zorunda değildir. Kocanın dışında yasa koyucu bu hakkı bizzat çocuğa ve diğer alakalılara de hak olarak tanımıştır.

Ancak özünde Uygar yasa 286 gereği bu hak öncelikle davacı kocaya tanınmıştır. Soybağının reddi davası kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan dolayı; bu davayı açarken kocanın legal temsilcisinin bu davayı açmaya hakkı yoktur.

Ancak Uygar yasa bu vaziyetlerde başka bir deyişle kocanın ayırt etme gücünü yitirdiği vaziyetlerde; Yeniden Uygar yasanın 291/1 Maddesi uyarınca bu hakkı kocanın altsoyuna, üst soyuna, hem de baba olduğunu iddia eden 3. Kişiye de bu hakkı tanımaktadır.

Davalı Kimler Olmalıdır ?

Gerek kocanın açacağı nesebin, soybağının reddi davasında gerek yukarıda belirtilen diğer alakalıların açacağı soybağının reddi davalarında davalı her vakit ana ve çocuktur. Bu vaziyet MK. 286/1 de belirtildiği gibi “Bu dava ana ve çocuğu karşı açılır”

Ana ve çocuktan birisi şayet dava tarihinde can vermişlerse bu dava sağ kalana açılır. Her ikisinin can vermesi halinde çocuğun kalıtçılarına karşı açılır.

Nesebin (Soybağının) Reddi Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme Neresidir ?

Soybağının reddi davalarında yetkili mahkeme; Uygar yasa 283 uyarınca; taraflardan birinin dava ya da doğum esnasındaki yerleşim yeri mahkemesi olarak kabul edilmiştir. Görevli mahkeme ise Aile mahkemeleridir.

Soybağı/Nesebin Reddi Davası Açma Hakkının Düşmesi

Koca, soybağının reddi davasını açarken çocuğun doğumundan ve baba/koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir sene (1) içinde açmak zorundadır. (Uygar yasa: 289/1)

herhalde beş senelik müddet geçmesi halinde soybağının reddi davasının açılamayacağı da yasa kararında bulunduğu halde; bu vaziyet 2009 seneninde Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilerek ihtiyaç duyulan ve yerinde müdahale ile olması şart olan şekline kavuşturulmuştur.

Çocuk, şayet davacı olacaksa bu vaziyette da çocuk ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir sene içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir senelik müddet bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlamaktadır. (MK. 289/3)

Soybağının (Nesebin Reddinin) Neticeleri

Soybağının reddine mahkemece karar verilmesi halinde çocuk o güne kadar babası ile olan bütün adli bağları kesilir ve de evlilik dışında doğmuş ve babası hukuken belli olmayan bir çocuk haline gelir. Yenilik doğurucu nitelikteki bu dava türünde kararın neticeleri geriye doğru tesirli olacaktır.